Motivasyon tüm eğitim süreçlerinde kritik bir öneme sahiptir. Motivasyon kaybının belli başlı sebeplerini aşmak kesinlikle mümkün.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. 'İngilizce konuşmak ve İngilizce bilmek' biz eğitimciler için ayrı ayrı ele alınan konulardır. Ülkemizde İngilizce bilen sayısı bile yeterli düzeyde değilken; İngilizce konuşabilen sayısının çok daha az olması ise düşündürücü! Bu durum, neyse ki artık günümüz genç neslinde eskiden olduğu kadar kötü değil. Çünkü eğitim sistemi olumlu yönde değişiyor ve daha etkileşimli ve daha öğretici teknikler kullanılıyor. Ancak yinede ayrıntılı ele alındığında İngilizce konuşabilen öğrenci yetiştirme konusunda yer yer yeterli düzeyde değiliz. İstisnalar hiç bir zaman kaideyi bozmaz lakin eğitim ve bilgi düzeyimiz istisnalar baz alınarak değil genelimiz baz alınarak hesaplanıyor. Bunun temel sebebi sadece eğitim sistemi değil. Öğretme sistemi ve öğrenme sistemlerinin karmaşık bir şekilde çakışması, sebeplerden biri olarak sayılabilir.
Nasıl ki eğitmenler öğretmek için kişiler eğitiliyor ise, öğrenmek içinde öğrenciler eğitilmeli, yani öğrenmeyi de öğrenmeliyiz. Bu yaklaşımları bilhassa yabancı dil eğitimini baz alarak genellediğimin altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Günümüzde yabancı dil eğitimi daha interaktif olmasına karşın, yine ezbere dayalı bir eğitim modeli gibi ilerliyor dersek çok yanlış olmaz. En temel yanlış bakış açısı ise, İngilizce derslerinin de diğer dersler gibi sınıf geçmek için ezberle atlanacak bir ders olarak görülmesidir. Oysa ki yabancı dil eğitimi bir tarih dersi coğrafya veya fen dersi gibi değildir. Daha basit bir açıklama yapmak gerekirse, bu dersler, öğrencilerin kendi anadillerinde aldıkları eğitimlerdir. Kişilerin kendi dillerinde aldıkları bir eğitim modeli yabancı dil eğitiminden çok farklıdır. Yabancı dil eğitimi bir dil öğrenme olgusu olup daha farklı bir açıdan bakılması gerekir.
Dil, bilginin paylaşıldığı araçtır. Demem o ki; coğrafya, tarih, fen gibi dersleri de İngilizce görüyor olabilirdiniz. Ancak İngilizce bilmeden bu şekilde ders alamazsınız. Ana dilinizde gördüğünüz bir dersi sınavda geçmek için ezberlemek veya çalışmak ile İngilizce sınavını geçmek için yapacağınız ezberleme veya çalışma aynı şey değildir. Yani anadilinizde gerekli olan bilgileri sınav geçmek için akılda tutmanızı sağlayan şey o dili anlıyor olmanız ise, anlamadığınız bir dili ezberlemek nasıl mümkün olacak? E tabi tamda burada çok fazla parametre söz konusu! Bu bağlamda kısaca, anadilde alınan bilgi içerikli derslerle, bir yabancı dil öğrenim derslerine aynı bakış açısıyla yaklaşmak doğru olmaz.
Yıllardır İngilizce özel ders eğitimi vererek edindiğim deneyimler sonucu, öğrencilerin genelinde zamanla azalan motivasyon eksikliğinin en temel sorunlardan biri olduğu kanaatindeyim. Eğitim türü ne olursa olsun, ister İngilizce eğitim isterseniz de başka bir beceri gerektiren konu olsun, aldığımız eğitime karşı olan motivasyonumuz zamanla azalabilir veya kimileri için kaçınılmaz bir şekilde motivasyon direk bitebilir.
Bir eğitim sistemine veya modeline, gerek özel derslerde gerekse de sınıf eğitiminde olan motivasyonun azalmasının bir çok sebebi olabilir elbette. Belki eğitim aldığınız eğitmenden, özel kurstan veya okuldan memnun değilsinizdir! Belki yeterince teşvik edilmediğiniz konusunda şikayetçi olabilirsiniz. Belki de, ki en önemli ayrıntılardan biri, anlama mekanizmanızın bir yerde kilitleniyor olması olabilir. Öğrenci bu ve benzeri kilitlenmelerle karşılaştığında, konuyu netleştirmeden devam ediyor ise! Ard arda gelen bu anlama kilitlerinin çoğalması, sonuç olarak öğrencinin dil eğitimine olan ilgisini kaybetmesini sağlıyor. Oysaki anlamamak en az anlamak kadar normaldir ve en doğal hakkınız.. Bu ve farklı sebeplerden ötürü motivasyonu kaybetmek son derece normal! Karşılaşılan en küçük sorunları bile, tek tek çözerek ilerlemek, daha motive olmuş bir öğrenci topluluğu oluşturacaktır.
Tüm detaylar için bloguma gidiniz
Yorumlar
Yorum Gönder